İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (İSTOK) fetih gününde, İzmir’in ilk camisi olan Kal’a Camii’nin açılması için sivil toplum kuruluşlarıyla Kadifekale’de bir araya gelerek İkindi namazını eda etti. İSTOK Başkanı Cüneyd Dayhan, caminin ibadete açılmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı.
Kestanepazarı Camiası da çalışmalara destek verdi; Kestanepazarı Öğrenci Yetiştirme Derneği Başkanı Hasan Dayhan, Milli Kültür ve Ahlâkâ Hizmet Vakfı Başkanı Coşkun Akın, Kestanepazarı Mezunları ve Mensupları Derneği Temsilcileri ve Kestanepazarı Gençlik ve Spor Kulübü üyeleri saflarda yerini aldı.
Kal’a Camii Ecdâd Hatırası Vakfiyeli Bir Eserdir
İSTOK Başkanı Cüneyd Dayhan namaz sonrası gerçekleştirdiği basın açıklamasında;
“Bugün burada, Güzel İzmir’imizin ilk camisi olan Yukarı Kal’a Camisinde yıllar sonra ilk defa namaz kıldık. Şu anda içerisinde bulunduğumuz Kadifekale’yi Aydınoğlu Mehmet Bey, 1317 yılında Bizans’tan alarak fethetmiştir. Diğer bir ifadeyle 700 yıldan beri bu kaledeyiz.
Şurada gördüğümüz yapı kalıntısı ise, bu kalenin camisine aittir. 637 yıllık ecdâd hatırası vakfiyeli bir eserdir. Eski vakıf kayıtlarında “Yukarı Kal’a Camii” adıyla geçmektedir.
Evliya Çelebi 1671 yılında İzmir’i ziyareti sırasında Kadifekale’ye de uğramış olup, bu camiden “mamur bir cami” diye bahsetmektedir. Evliya Çelebi’nin cami kapısı üzerinde bizzat görüp okuyarak bize de bildirdiği kitabesinden öğrendiğimize göre bu camiyi “İzmir Kalesi Kadısı Ahmed Oğlu İlyas 1378 yılında yaptırmıştır.” sözleriyle caminin Türk-İslâm geçmişini anlattı.
Kal’a Camii En Kısa Zamanda Restore Edilerek İbadete Açılmalıdır
Dayhan sözlerine “Caminin 1802 yılında dahi faal olduğuna dair vakfiye kayıtlarını da biliyoruz. Bütün bu belgelere rağmen bazı etkili ve yetkili kimselerce her nedense bu yapı kalıntısının bir kilise (şapel) olduğu iddia edilmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyemiz de bu tarihi camimizin kilise olarak restore edilerek 2013 yılına kadar bitirilmesine karar vermişti. Bu kararını 2006-2017 stratejik planına da dâhil etmişti.
2011 yılında Kadifekale’de yapılan “yüzey araştırması” sonucunda bu tarihi yapının bir “Kale Camisi” olduğu kesinleşti. İzmir Büyükşehir Belediyemiz bu sefer de Kadifekale restorasyon çalışmaları dahilinde bu yapının mescid olarak restore edileceğini duyurdu.
Gördüğünüz gibi Kadifekale restorasyonu, caminin hemen yanı başında bulunan “sarnıç” kalıntılarından başlamış durumdadır. Ancak yapılacak işin tanımında kaygı verici bir durum bulunmaktadır. Büyükşehir Belediyemiz tarafından restorasyon alanına asılan levhada çalışmanın adı “Kadifekale Surları İçinde Mevcut Mescid (Şapel), Büyük ve Küçük Sarnıç Yapılarının Restorasyonunun Yapılması” olarak belirtiliyor. Burada “Mescid (Şapel)” ifadelerinin bir arada kullanılmış olması kaygı vericidir. Zira işin “mescid” olarak başlayıp, “Şapel” olarak sonuçlanmasından endişe duymaktayız.
Belediyemizden bu kafa karıştırıcı ifadelerin netleştirmesini ve burasının cami olarak restore edileceğini resmen açıklamasını beklemekteyiz.
Son olarak tekraren hatırlatıyoruz ki; Bu tarihi yapı camidir, mescid değildir. Bütün vakfiye kayıtlarında da cami olarak geçmektedir. Yapılacak işin adı doğru konulmalıdır ki doğru sonuca ulaşılsın.
Kadifekale Camii, Güzel İzmir’imizde asırlardan beri süregelen Türk-İslam hâkimiyetinin en önemli sembolüdür.
Biz 55 Sivil Toplum Kuruluşundan oluşan İSTOK (İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu) olarak bu yapının en kısa zamanda cami olarak restore edilip ibadete açılmasını talep ediyoruz.
Bunca zamandır sahipsizlikten harap olan camimize İzmirli hemşehrilerimiz başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların da sahip çıkmasını bekliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.” dedi.